III. Selim Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu’nda Yenilik ve Çalkantılar (1789-1807)
Giriş
III. Selim dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. 1789 yılında tahta çıkan III. Selim, hem iç hem de dış politikada önemli adımlar atmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarına öncülük etmiştir. Ancak, bu yenilikçi çabalar, dönemin iç ve dış dinamikleriyle şekillenmiş ve nihayetinde karmaşık bir siyasi ve askeri atmosferin oluşmasına neden olmuştur. Bu makale, III. Selim’in reformlarını, Osmanlı’nın Rusya ve Avusturya ile olan ilişkilerini ve bu süreçte yaşanan önemli olayları incelemeyi amaçlamaktadır.
Gelişme
Osmanlı-Rus/Avusturya Savaşları (1787-1792)
III. Selim dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya ve Avusturya ile yaşadığı savaşlarla başlamıştır. Bu savaşların temel nedenlerinden biri, Rusya'nın 1783 yılında Kırım'ı işgal etmesiydi. Ayrıca, Rusya’nın Grek Projesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu Avrupa'dan tamamen atmayı ve İstanbul’u ele geçirerek burada Bizans’ı yeniden canlandırmayı hedefliyordu.
Avusturya'nın Rusya'nın yanında savaşa katılması, Osmanlı'ya karşı büyük bir baskı oluşturdu. Ancak Fransız Devrimi’nin etkisiyle Avusturya, işgal ettiği toprakları geri vererek Ziştovi Antlaşması’nı imzaladı ve savaştan çekildi. Rusya da, milliyetçilik akımından endişe ederek Osmanlı ile Yaş Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşma, Osmanlı tarihinde Gerileme Dönemi’nin sona erdiği ve Yıkılma (Dağılma) Dönemi’nin başladığı bir dönüm noktası olmuştur.
Kırım’ın kaybedilme süreci, Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile Kırım’ın bağımsız bir hanlık olarak tanınmasıyla başlamış, Aynalıkavak Sözleşmesi (1779) ile Rus yanlısı bir hanın getirilmesiyle devam etmiş ve nihayetinde Rus işgali (1783) ile tamamlanmıştır. Yaş Antlaşması (1792) ise, Osmanlı’nın Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunu kabul ettiği bir dönüm noktası olmuştur.
III. Selim’in Islahatları
III. Selim, dönemin modernleşme çabalarının öncüsü olarak Nizam-ı Cedit (Yeni Düzen) adlı reform programını başlatmıştır. Bu çerçevede, Meclis-i Meşveret adlı büyük bir danışma meclisi kurmuş ve bu meclise eyaletlerden temsilciler katılmıştır. Nizam-ı Cedit Ordusu, Fransız ordusundan esinlenerek kurulmuş, İstanbul’da Levent ve Selimiye kışlaları inşa edilmiştir. Bu ordunun masraflarını karşılamak için İrad-ı Cedit adlı özel bir hazine kurulmuştur.
III. Selim ayrıca, Kara Mühendishanesi'ni modern bir askerî okula dönüştürerek Mühendishane-i Berr-i Hümayûn’u açmış, Zahire Nazırlığı’nı kurarak gıda dağıtımını düzenlemeye çalışmış ve Paris, Viyana, Londra ve Berlin'de ilk sürekli elçilikleri açmıştır. Bu reformlar, Osmanlı'nın modernleşme sürecinde önemli adımlar olarak kabul edilmiştir.
Osmanlı-Fransız Savaşı (1798-1801)
Napolyon’un Mısır’ı işgali, Osmanlı-Fransız dostluğunu bozmuş ve İngiltere ile Rusya Osmanlı'ya yardım etmiştir. Rusya, tarihte ilk kez Boğazlar'ı geçerek Akdeniz’e inme fırsatı bulmuştur. Napolyon'un Akka Kalesi'ni kuşatması sırasında Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizam-ı Cedit askerleri başarılı bir savunma yaparak Napolyon’u mağlup etmiştir.
Paris Antlaşması (1802) ile Fransa Mısır’dan çekilmiştir, ancak Rusya geçici olarak korumaya aldığı Ege adalarından ayrılmak istemiştir. Osmanlı, Rus yanlısı olarak gördüğü Eflak ve Boğdan beylerini görevden alarak Rus gemilerinin Boğazlar’dan geçişini yasaklamıştır. Bu durum Rusya’nın 1806’da Eflak ve Boğdan’ı işgal etmesine yol açmıştır.
Osmanlı-Rus Savaşı (1806-1812)
Rusya'nın Eflak ve Boğdan’ı işgali, yeni bir Osmanlı-Rus savaşına neden olmuştur. Rusya, bu savaşta üstünlük sağlasa da İngiltere'nin araya girmesiyle Bükreş Antlaşması (1812) imzalanmış ve Eflak ile Boğdan Osmanlı’ya geri verilmiştir. Prut Nehri, iki ülke arasındaki sınır olarak belirlenmiştir.
İsyanlar ve Taht Değişiklikleri
Bu dönemde Nizam-ı Cedit ordusunun kurulmasından rahatsız olan Yeniçeriler, 1807'de İstanbul’da isyan etmiştir. Kabakçı Mustafa İsyanı olarak bilinen bu isyan sonucunda III. Selim tahttan indirilmiş ve IV. Mustafa tahta geçmiştir. Ancak, Alemdar Mustafa Paşa, IV. Mustafa'yı tahttan indirerek II. Mahmut'u tahta çıkarmıştır.
Osmanlı Taşra Teşkilatındaki Değişim
- yüzyılda Osmanlı taşrasında âyan denilen yerel güçler ortaya çıkmış ve güçlenmiştir. İltizam ve Malikane sistemlerinin yaygınlaşmasıyla bu güçler, devlet içinde devlet gibi hareket etmeye başlamışlardır. Ayrıca, ilk iç borçlanma uygulaması olarak Esham Senetleri (1775) piyasaya sürülmüş, bu da devletin yerli tüccarlara borçlanmasına neden olmuştur.
Sonuç
III. Selim dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının yanı sıra, iç ve dış sorunlarla dolu bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Nizam-ı Cedit reformları, Osmanlı’nın modernleşme sürecinde önemli adımlar atmasına yol açmış, ancak bu reformlar çeşitli iç isyanlar ve dış sorunlar nedeniyle başarısızlığa uğramıştır. III. Selim’in dönemindeki bu karmaşık süreçler, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme ve yıkılma dönemlerine geçiş sürecini etkileyen önemli faktörler olarak tarihsel önem taşımaktadır.
0 Yorumlar
🔔 Görüşleriniz Biçim için Önemlidir.